Pilates ile Öğrencilerimizin Hayatlarına Ne Kadar Değer Katıyoruz?

Pilates tüm eğitim kitaplarında, ”Kasları güçlendirmek, esnekliği arttırmak ve genel olarak daha sağlıklı olabilmek için Joseph Pilates tarafından geliştirilen bir egzersiz sistemi” olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım doğru olmakla beraber maalesef eksiktir.

Bu egzersiz sistemi, Joseph Pilates için bundan daha fazlasını ifade etmekteydi. O pilatese daha çok bir hayatı yaşama şekli olarak yaklaşmaktaydı. Bu yüzden bu sistemi gelecek nesillere aktarmaya çalışırken tüm vücut sağlığı, tüm vücut birlikteliği ve nefesten oluşan üç ana prensip üzerinde çok durmuştur.

Joseph Pilates’e göre tüm vücut sağlığı ve birlikteliği; zihin, beden ve ruh üçlüsünün birbirleriyle koordineli bir biçimde gelişiminden oluşmaktaydı. Bunu vurgulayabilmek için “Your Health – Sağlığınız” isimli kitabında egzersiz, diyet, hijyen ve düzenli uyku alışkanlığı; bol miktarda güneş ışığı, temiz hava; iş hayatında bir denge, boş zamanlarda yapılan aktivite ve rahatlama gibi günlük hayatın içinde olması gerekenlerin önemini detaylı olarak anlattığı görülüyor.

Kitabın içinde ayrıca; hayatın akışı içinde güçlü olmak, sağlıklı vücuda sahip olmak ve zihnimizi kapasitemizin en üstünde geliştirebilmek için sürekli çaba göstermemiz gerektiği de yer almakta. Joseph Pilates’in sözleriyle: “Sadece 3 ay boyunca haftada 4 gün, doğru formlarda gerçekleştirilen kontroloji (pilates) egzersizleri sayesinde, vücut gelişiminizin idealini bulduğunu, zihinsel yenilenme yaşadığınızı ve ruhsal gelişim gösterdiğinizi göreceksiniz. Tüm vücut birlikteliği, zihinsel ve fiziksel disiplin, iş ahlakı ve kişinin doğru tutumu ile oluşur ve tüm vücut sağlığına ulaşmak için gereken bir yaşam tarzı olarak varsayılabilir.”

Joseph Pilates nefesi, hareketleri kolaylaştırmanın ve zorlaştırmanın yanı sıra, kişinin anda kalma ve vücut farkındalığını arttırabilmek için de kullanmaktaydı. Joseph Pilates‘in bu egzersiz sistemini oluştururken yoga ve zen felsefesinden esinlendiği bir çok kaynakta anlatılmakta.

Fakat ne yazık ki pilates eğitimlerinde ve pilates derslerimizde bu konulara çok girmiyor ve bunun önemini anlatmıyoruz gibi geliyor bana. Bu da maalesef ders içeriklerine yansıyor. Öğrencilerimizin hayat kalitelerini nasıl arttırabiliriz diye düşünmeye başladığımızda, yaptırdığımız dersin içeriği de değişmeye başlıyor. Böylece öğrencimizi bir ders boyunca amaçsızca hareket ettirmek yerine, belirli bir amaca yönelik çalıştırmaya başlıyoruz. Her postür parmak izi gibi kişiye özel, bunu unutmamamız gerekiyor. Yani “one size fit all – herkese uyan tek“ formülü maalesef işe yaramıyor. Derslerimize değer katmak istiyorsak, kişiye özel, doğru formlardaki hareketler derslerimizin içeriğini oluşturmaya başlamalı.

Bence çalıştırdığımız öğrencilerimizin hayatlarına olumlu olarak nasıl dokunabiliriz, nasıl daha iyi hale getirebiliriz, ne tür katkılar sağlayabiliriz diye de düşünmemiz gerekiyor. İşte o zaman derslerimize ve yaptığımız işe ve en önemlisi insan olarak kendimize ve karşımızdakilere daha fazla değer katacağımızı düşünüyorum.